( Kanada Günlükleri 3)
2021 parlamento seçimlerine on gün kala geldiğim Vancouver ‘da, yakında seçimlerin olacağına dair gördüğüm tek işaret, ara ara yol kenarlarında beliren üzerinde milletvekilleri adaylarının isimlerinin yazılı olduğu küçük tabelalardı.
Ne seçim ertesi ortalığı çöplüğe dönüştürecek parti flamaları, ne sokaklarda bas bas bağıran megafonlar, seçim şarkıları, ne insanların yüzünde gergin ifadeler…Kimsede seçim sandıklarının çalınacağı ya da sonuçlarda tahrifat yapılacağı korkusu olmaması ne garip(!)
Bizdekinden farklı olarak milletvekili adaylarının nitelikleri, tutarlılıkları çok önemli rol oynuyor. Parti liderleri, o bilindik söylemle "odunu aday gösterseler" seçtiremiyorlar.
Yine bizdekinden farklı olarak göçmen karşıtı olmak seçim kaybetmenin en garantili sebebi.
Şu anda ülkeyi yöneten Liberal parti, 20.000 Afgan mülteciyi yeniden yerleştirme ve önümüzdeki üç yıl içinde göçmen sayısı hedefini 400.000 in üzerine çıkarma sözü verdi ve diğer büyük parti liderlerinin hiçbiri buna karşı değil.
Kanada'da göçmenlik tartışmaları, göçmenleri kabul edip etmeme değil, onları en iyi nasıl karşılayabilecekleri üzerine yoğunlaşıyor. Liberal partinin daha solunda yer alan Yeni Demokrasi Partisi bu konuda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekip göçmen kadınların düşük ücretle çalıştırılmasının önüne geçeceğini, tüm vatandaşlar için temel gelir uygulaması vaadediyor. Sağlık sigortasının kapsamının genişletilip, diş hastalıkları ve ruh sağlığının da sigorta kapsamına alınacağı, tüm bunları finanse etmek için on milyon doların üzerinde mülk varlığı olanlardan varlık vergisi alınacağı da vaadlerinin arasında.
Çevre ve iklim krizi konusunda en duyarlı tutumuyla öne çıkan Yeşiller partisi ise , Filistin karşıtı bir tutum sergileyen lider kadrosu nedeniyle oldukça yara almış görünüyor.
Bizimkilerle karşılaştırıldığında ne kadar soylu, ne kadar üst düzey gelen bir gündem. Biz niye onca çamurun içinde debeleniyoruz? Bu partilerin hiçbiri sürekli yeni göçler üreten , gelir dağılımındaki uçurumu büyüten, yer altı ve yerüstü kaynakları büyük bir oburlukla tüketip dünyayı yaşanmaz hale getiren, savaşlar çıkaran, bizleri çirkefe mahkum eden sistemin kendisini sorgulamıyor. Biliyorlar ve sorgulamıyorlar…” Everybody knows “ yani…
Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu
herkes parmaklarını çapraz yapar yuvarlarken
herkes biliyor, savaşın bittiğini
herkes biliyor, iyi adamların kaybettiğini
herkes biliyor, dövüşün hileli olduğunu
fakirler fakir kalır, zenginler zenginleşir
hep böyle gider
herkes biliyor
herkes biliyor, geminin su aldığını
herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini
herkeste bu buruk duygular
sanki babaları ya da köpekleri ölmüş gibi
herkes ceplerine konuşur
herkes bir kutu çikolata
ve uzun bir gül ister
herkes biliyor….
Leonard Cohen (Kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen. )
Saat 19.00 itibariyle oyların kullanımı bitti. Emma Goldman'ın sözleri kulağımda yankılanırken, bir şeylerin sadece oy vermekle değişebileceğini düşünmek çok zor.
" Seçimler bir şeyi değiştirseydi, oy kullanmayı yasaklarlardı."
Comments